Amerikan televizyonunda bizim oraları çekmişler!

İnternetin hızı iyi, tv yok ee izlediğim dizilerin haddi hesabı da yok... Polisiye dizileri de sevdiğimden NCIS (Naval Criminal Investigative Service)e bakar oldum.

Ve en son bölümün adı Berlin olunca “Acaba nasıl yapmışlar etmişler? Gelip çekim yapmışlar mıdır? Yok artık!” dedim. Kafalardaki Berlin imajı ile bildiğimiz Berlin arasında ne farklar var veya hangi nokta iyi yakalanmış diye bir şeyler karalamak istedim. Diziyi bilmeyenler için konuyu hemen özet geçeyim, Deniz Kuvvetlerini ilgilendiren her türlü cinayete bakıp çözmekle yükümlü 4 ajanın maceraları. Ve bir kadın, bir erkek ajan eski bir MOSSAD ajanını bulmak için Berlin’e gelirler.

1. Berlin Sahnesi
Museumsinsel’de geçiyor. Önce tepeden bir bakış , sonra kadın oyuncu en başarılı şekilde montajla müzeye karşı duruyor. Evet orayı gören öyle bir köprü var korkulukları öyle değil (google maps sağ olsun) . Şu an kadı kızında kusur bulmaya çalıştım, kabul ediyorum.
Bir sahne sonrası 1 Alman annesi, iki çocuğu ile ajana gülümseyip, “guten tag, hello” diyip yanlarından geçiyorlar. Böylece dizi Berlin’de Almanca konuşulur imajını da vermek istemiş ANCAK ben 2,5 senedir yaşayayazarken bu topraklarda henüz öyle bir selamlaşma yaşamadım, gel gör ki gözgöze gelinen insanlarla samimi bir gülüş bile zor yakalanır (aksini iddia eden kendini şanslı saysın, iddia edeceği yerde).
2. Bavyera mı burası ?
Ve erkek ajan , souvenir olarak Berlin’den Lederhose* almıştır. Valla hediyelik eşya olarak satıldığını hiç görmedim, çok Oktoberfest ve Bavyera işi. Yavaş yavaş kafamda bunlar Berlin’i çok Bavyera sanmış demek geldi. Aklıma gelmişken ilerleyen sahnelerde, haklarını çok iyi verdikleri bir restaurant sahnesinde, tahminim Friedrichstrasse ortamı yarattıkları bir yerde biralarını içmeye başlıyorlar. Cadde dekor olarak süper, arabalardaki Avrupa birliği plakalarında olan mavi kısım unutulmamış, lakin garsonumuz bu sefer bir Drindl* içerisinde.

Belki öyle restaurantlar vardır, ama Berlin’e gelirseniz sakın öyle Drindl’lı ve güleryüzlü garsonlar beklemeyin.

Belki öyle restaurantlar vardır, ama Berlin’e gelirseniz sakın öyle Drindl’lı ve güleryüzlü, flörtöz garsonlar beklemeyin. Müşteriyi oturmak istediği yerden kaldırıp “Hayır öbür köşeye geç!” diye buyuran garson gördüm hem de Friedrichstr.de… Sahne bence başarılı, ancak tüm sahne boyunca caddeden korna sesi duyuluyor. YOK BÖYLE BİR BERLİN! Korna sesini düğün sezonunu açtıklarını ; yaptıkları bol jeepli, aynası havlulu , uzun bir konvoy ile ilan eden Türkiyeorijinlilerden duyarsınız.

3.Berlin olmuş gibi gibi
Gel gelelim en beğendiğim sahneye ! U-Bahn sahnesi. Berlin’in metro hattı pek bir güzeldir. U-bahn, S-Bahn haritası unutulmamış duvarda kocaman mevcut ve ona bakan Punk, 80lerden fırlamış gelmiş gibi duran gençler. ALKIŞ !!

Evet Berlin bu. Gelindiğinde bu şehre, görmeniz kuvvetle muhtemel şeyler bunlar. Bu sahne 10 puan. Dedim artık Bavyera imajını unuttular ve finali iyi kapatırlar dedim.

4.Final sahnesi:
Ajanlar bir barda, oldukça şık . E tabii ajanlar ya, diğer MOSSAD ajanını arıyorlar, elmaslar falan var işin içinde, kendilerini Kotti’de görmeyi beklemiyordum. Ama Kreuzberg, Neukölnn buraları görmeden dönen , buralarda bir bira içmeden dönen turist Berlin’i gördüm demesin- yazar, burada dizide gördüğünüzü değil, okuduğunu,önerdiğini yapın istiyor- Ama sorarım, hangi Berlin-Bavyera- NRW ne eyalet olursa olsun, bir bar,gece kulübünde nerdeyse duvar kadar Almanya bayrağı asılı olsun?

Bu bayrak olayı zaten çok tartışmalı bu topraklarda. Futbol maçlarında bile ulusal renkleri üzerinde taşımayan, veya arabalara bayrak asmayalım , olmuyor diyenlerin sesi gür çıkıyor- ki ben de katılıyorum bu fikre- Hangi çılgın bayram değil seyran değil o bayrağı oraya asar? Bunu da göremezsiniz, hatta bu dediğim bayrak mevzusu geçen seneki euro cup’ta oldukça tartışılmıştı. Ki berlin postası'nda da: http://www.berlinpostasi.com/2012/06/gocmenin-bayrakla-imtihani.html


Yazının Finali :
Dizinin tüm Berlin sahneleri burada bitti. Artık kadı kızında arayıp bulduğum kusurları sıralamayacağım. Dizide yönetmenin yansıttığı bu “basmakalıp” aa Almanya canım işte, drindl, oktoberfest, hallo, danke schön , bira gibi toparlayıp Berlin’in içine doldurmasına içerledim. Bu “basmakalıp” önyargısı bol görüntüler, imajların hep Türkiye, Türkiyelilere karşı olan versiyonlarını işittiğimden buna oldukça da şaşırdım. Ve Berlin aslında Münih değil, başka bir şey, öyle Avrupa’da değil, “arm aber sexy” deniliyor ya hah işte ondan demek istedim. Gelin, görün anlatmakla da olmaz.

Yazının ana fikri: Önyargılarımızın haklı tutanakları olabilir de, onlara tutunmak hiç olmuyor işte .

Ana fikrin imaj hali:


*Drindl= Kadınlar için geleneksel Alman giysisi. Bavyera’da daha yaygın, Oktoberfest’te bol bol görürsünüz
 *Lederhosen= Erkekler için geleneksel Alman giysisi. Bavyera’da daha yaygın, Oktoberfest’te bol bol görürsünüz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder